Перевод: с русского на турецкий

с турецкого на русский

kısa dalga

  • 1 короткая волна

    Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > короткая волна

  • 2 короткий

    kısa
    * * *

    брю́ки ему́ ко́ротки́ — pantolon bacağına kısa geliyor

    за коро́ткое вре́мя — kısa bir süre içinde

    коро́ткое знако́мство — ahbaplık, ahbapça ilişki

    коро́ткий уда́р (в боксе)kısa vuruş

    ••

    коро́ткая волна́ — kısa dalga

    у него́ ру́ки ко́ротки — buna hakkı yok

    быть на коро́ткой ноге́ с кем-л.biriye ahbap olmak

    Русско-турецкий словарь > короткий

  • 3 коротковолновый

    kısa dalgalı; kısa dalga °

    коротково́лновый переда́тчик — kısa dalgalı verici

    Русско-турецкий словарь > коротковолновый

  • 4 средний

    1) врз orta; ortanca; ortadaki

    сре́днее окно́ — orta pencere

    на́ша сре́дняя дочь — bizim ortanca kız

    сре́дний брат — ortanca kardeş

    небольши́е и сре́дние города́ — küçük ve orta büyüklükteki kentler

    возьми́ сре́дний (из них) — ortadakini al

    сре́днего разме́ра, сре́дней величины́ — orta boy

    раке́ты сре́дней да́льности — orta menzilli füzeler

    боксёр сре́днего ве́са — orta sıklet boksör

    он сре́днего ро́ста — orta boyludur

    у него́ рост ни́же сре́днего — boyu, kısa ile orta arası

    сре́дние та́нки — orta tanklar

    семья́ сре́днего доста́тка — orta halli bir aile

    на сре́дней волне́ — радио orta dalga üzerinden

    вари́ть что-л. на сре́днем огне́ — orta ateşte pişirmek

    сре́дний статисти́ческий во́зраст — medyan yaş

    челове́к сре́днего во́зраста — orta yaşlı bir adam

    2) врз ortalama, vasati

    сре́дняя продолжи́тельность жи́зни — ortalama ömür

    сре́дняя зарпла́та рабо́чего — ortalama işçi ücreti

    сре́дняя температу́ра — ortalama sıcaklık, sıcaklık ortalaması

    сре́дняя ско́рость — ortalama / vasati hız

    сре́дний балл, сре́дняя оце́нка — not ortalaması

    сре́дняя цена́ това́ра — malın ortalama fiyatı

    3) разг. ( посредственный) vasat

    сре́дний учени́к — vasat bir öğrenci

    ••

    Сре́дний Восто́к — Ortadoğu

    сре́дние века́ — ortaçağ

    сре́дний па́лец — orta parmak

    сре́днее у́хо — анат. ortakulak (-ğı)

    сре́дняя шко́ла — lise, on sınıflı orta okul

    сре́дние уче́бные заведе́ния — lise dereceli eğitim / öğretim kurumları

    у него́ сре́днее образова́ние — lise öğrenimlidir

    Русско-турецкий словарь > средний

См. также в других словарях:

  • kısa dalga — is., fiz. Radyo yayını için dalga boyu 10 100 m arasında değişen dalga …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dalga — is. 1) Deniz veya göl gibi geniş su yüzeylerinde genellikle rüzgâr, deprem vb.nin etkisiyle oluşan kıvrımlı hareket Rıhtıma vuran dalgaların temposu da içimdeki ölçüye uyuyor. H. Taner 2) Sıcak, soğuk, moda için belli bir süre etkili olan dönem… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kısa — sf. 1) Boyu, uzunluğu az olan, uzun karşıtı 2) Az süren, uzun olmayan Türk milleti en kısa zaman içinde yeni harflerle okumaya, yazmaya başladı. E. İ. Benice 3) Ayrıntısı çok olmayan Kısa bilgi. Kısa yazı. 4) is. Kısa olan şey Uzun lafın kısası.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çok kısa dalga — is. 2,9 m den 3,4 m ye (104 megahertze) kadar olan radyo dalgaları …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çok — sf. 1) Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı Bana matematik çok kolay geldi. F. R. Atay 2) zf. Aşırı bir biçimde Ben annemi çok severim. Birleşik Sözler çok anlamlı çok ayaklılar çokbilmiş çok çok …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mikrodalga fırın — is. Elektromanyetik dalga ile yiyecekleri kısa sürede pişiren veya ısıtan fırın …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • uzun — sf. 1) İki ucu arasında fazla uzaklık olan, kısa karşıtı 2) Başlangıcı ile bitimi arasında fazla zaman aralığı olan, çok süren Uzun ince bir yoldayım / Gidiyorum gündüz gece. Âşık Veysel 3) zf. Ayrıntılı, derinlemesine Uzun düşündüğünü unuttuğu… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»